Yöresel Konut Mimarisi

İlk insanlar ilk başta mağaralarda yaşıyordu ancak daha sonra yerleşmek ve kalıcı bir barınak bulma kaygısına düştüler. İşlte bu andan itibaren yapı sanatı doğdu ve günümüze kadar gelişlerek zamanla mimari adını aldı.Çağlar öncesinden günümüze kadar yaşam geliştikçe yapı sanatı, daha sonra da mimari gelişti. Bir taşı dişerinin üzerine koymakla işe başlayan insan günümüzde en ileri teknolojiyi mimarlıkta kullanabilmektedir.

İnsanın çevresindeki düzenlenmiş arazi ve binaların büyük bir çoğunluğu mimarlar tarafından tasarlanmamıştır. Mimarların hakkı % 15´i geçmez. 

"Yöresel Mimari" kavram olarak ele alındığında bazı hususların bilinmesinde yarar vardır. Bu tür mimari için "kırsal, spontane, halk mimarisi, ilkel mimari, mimarsız mimari" gibi tanımlamaların genelde geçerli ve söylenir olduğuna işaret edilmiş idi. Ne var ki bütün bu tanımlamalar tek tek, kendi başlarına, farklı birer mimari imajı yaratabilirler. Bu imaj nüansları bizleri kelime ve kavram açısından daha kesin belirleme ve ifadeye zorlamaktadır. Aksi takdirde bir kavram karmaşası içine düşülebilir.

“Yöresel Mimari”nin oluşumundaki özellikler şu şekilde sıralanabilir:
 l)Yöresel mimaride kendine özgü bir tasarım yöntemi yoktur; kullanım şekli, strüktür, yapı malzemesi ve yöre özellikleri bina formunu belirlerler. Estetik ve teorik mülâhazalardan söz edilmez.
 2)Strüktür ve teknik değişebilir, ancak yapı malzemesi dogal ve doğaldan üretilmedir. 
3)Mutlaka bir teknik sözlük bulunur. İçinde bulunulan site ve iklime uyum sağlanır. 
4)Geleneklerin gereği komşulara ve ağaç, akarsu ve benzeri doğa unsurlarının varlığına saygı gösterilir. 
5)Yapı sistemi basit ve kolayca anlaşılır niteliktedir.
6)Her bina için bir estetik kalite belirlenmez; estetik kalite nesilden nesile aktarılan gelenek sayesinde zamanla ve kendi kendine oluşmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tasarım Felsefesi

Avrupa’da Gotik, Rönesans ve Barok Mimarileri

Antropometri ve Ergonomi